Hasan, hayalleri büyük ama sabrı küçük biriydi. Gençliğinde hep elinde olandan daha iyisini aradı. Bir yerde uzun süre çalışmak ona sıkıcı geliyordu. Sürekli daha büyük fırsatlar arıyor, ama bulduklarının hiçbirinde tutunamıyordu.
Zamanla ailesinin ve arkadaşlarının ona olan güveni sarsıldı. Babası, “Oğlum, bir işin ucundan sıkı tut, sabırlı ol. Emek vermeden hiçbir yerde tutunamazsın.” demişti. Bu söze Hasan başını çevirip umursamaz bir şekilde gülmüştü. Oysa yıllar sonra o sözleri farklı bir kulakla duyacaktı.
Girdiği her işte birkaç ay çalışıp bırakıyordu. “Bu bana göre bir iş değil,” diyor, başka bir işe atılıyordu. Bu döngü sona ermiyor, bir bırakış bir diğerini kovalıyordu. Zamanla başarısızlıkları arttıkça, çevresindeki insanlar da ondan uzaklaşmaya başladı. Bir dönem işsiz kaldığında, cebindeki son parasını sayarken, içindeki sıkıntıyı fark etti. Değiştirmesi gereken bir şeyler vardı… “Amaan bir şekilde hallederim” diyerek kendini kandırdı.
Sonunda yeniden bir işe girdi. Başlangıçta her şey yolundaydı ama birkaç ay sonra yine sıkılmaya başladı. İş yerinde büyük bir kriz yaşandı. Ve bir gün patronu ona dönüp şunları söyledi:
“Senin sorunun ne biliyor musun? Hiçbir yerde uzun süre kalmıyorsun, hep kaçıyorsun. Biraz sabretmeyi öğrensen hayatın değişir.”
Bu sözler Hasan’ın içinde bir şeyleri tetikledi. Aynı cümleyi yıllar önce de duymuştu. Ama şimdi, hayat ona zorla öğretmeye çalışıyordu. O gün eve gittiğinde uzun uzun düşündü. Son birkaç yılda yaşadıklarını irdeledi. Geçmişe, yaptığı hatalara ve kaybettiklerine baktı. Hayatı boyunca hep çalıştığı işleri değiştirmiş ancak sorunları çözülmemişti…
Ve o gece ilk kez kendine şu soruyu sordu:
“Gerçekten sorun işlerde mi, yoksa bende mi?”
Hasan’ın hikayesi, aslında hepimizin bir şekilde yaşadığı bir yolculuk. Hayatta büyük adımlar atmaya çalışırken, küçük adımları atmayı unutuyoruz. İstediğimiz sonuca ulaşmak için hemen ödülleri görmek istiyoruz. Ama asıl başarı, sabırlı ve kararlı bir şekilde ilerlemekle geliyor.
Her adım, her küçük çaba bir gün büyük bir fark yaratacaktır. Sabır, sadece beklemek değildir. Sabır, sürekli ve istikrarlı bir şekilde çaba göstermektir. Çoğu zaman, hemen sonuç almayı beklediğimizde, basit işleri küçümseyerek terk ederiz. Oysa gerçek başarı, bu küçük adımlarda gizlidir.
Başarı, başlangıçta fark edilmeyen küçük çabaların birikimidir...
Herkesin bir hikayesi vardır. Ama en önemli olan, bu hikâyeyi nasıl yazdığımızdır. Yola çıktığında vazgeçmeyen, sabırla devam eden kazanır. Herkesin içinde bir Hasan var. Ama o Hasan’ın gerçekten başarılı olup olmayacağı, ne kadar sabırlı olabileceğine bağlıdır.