MUTLULUK



    İnsan zihni ile beyni arasındaki en önemli fark, insan zihninin kandırılabilir oluşudur. İnsan zihnini kontrol edebilirsiniz. Onun önüne bir hikâye koyarsınız, karşısındakini sever. Bir hikâye koyarsınız, nefret eder. Bir hikâye koyarsınız, âşık olur. Kendi zihnine yabancılaşmış birinden bahsediyoruz. Zihin, beden üzerinde çok hâkim ama insan bedeni öyle değil. İnsan bedeni dürüsttür. Zorda kalınca zihnimize değil bedeninize bakarız. İnsan bedeni istemediği ilişkileri kusar. Hoşlanmadığı, sevmediği yerlerde uyuklar. Fakat insanlar öğrenebilen bir canlı olduğu için bir süre sonra rol yapmayı öğrenir. Bundan dolayı insanları gözlemlerken, söylediklerinden ziyade yaptıklarına odaklanmak gerekir. Bakın, insan bedeni zihninin aksine ne kadar dürüst.

Küçüklüğümde uzun seneler oturduğumuz evdeki odamın camı sağımızdaki apartmanın yan tarafına bakıyordu. Ön cephesi pırıl pırıl boyalıydı apartmanın. Benim her gün ders çalışırken saatlerce seyrettiğim yan cephesi ise hala inşaat sıvası ile duruyordu. En az yirmi yıllık binaydı ama bir kez bile boyanmamıştı o taraf. Grinin en saçma hali, abuk subuk bir yan taraf! Sotede kalan ve çok dikkat çekmeyen bir alan olduğu için gereksiz masraf olarak görmüş ve boyatmamışlardı muhtemelen. 

 

Ben daha o zamanlar o duvara bakıp bakıp şöyle bir sonuca varmıştım: Herkes ve her şey zayıf, acıklı ve masum yanlarını görünmez zannedilen yerlerinde gezdiriyorlardı. Diğerlerine gösterdikleri ön cephelerini süsleyip güzelleştiriyorlardı. Yan taraflarının ise kimse tarafından görülmediği yanılsamasıyla kendilerini kandırıyorlardı. Yanılıyorlardı ama. Birileri, sayıları az da olsa birileri için yan taraflar ön cephelerden daha önemliydi…

 

Birini gerçekten sevmek istiyorsanız ya da sevip sevmediğinizden emin değilseniz ona herkesin gördüğü ön taraftan değil de herkesten, sizden bile saklamak istediği yan taraftan bakmaya çalışın. Eğer yan taraftan da severseniz ya da seviyorsanız gerçekten seviyorsunuzdur...

Nefis ile hissî işlerin sonu hüsrandır…

İnsanlar bu hayatta ne isterler?

Aslında biz istediğimiz şeyi istediğimizi sandığımız şeyle, olduğumuz yeri ise olmak istediğimiz yerle karıştırıyor olabilir miyiz?

İnsanlar bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. Mutluluk bizde haz ile karıştırılmış. Mutluluk umduğumuz ile bulduğumuz arasındaki fark iken, haz ise olumlu histir. Biri ile evlendiğimizde bizi mutlu etmez. Ancak geçici bir heyecan verir. Birkaç ay sonra o size sıkıcı gelmeye başlar. İnsanın mutluluğu başka bir şey. Mutluluk aslında hayata bakış stratejisidir. Bir insan, “ben mutsuzum, evleneyim de mutlu olurum belki,” diyebiliyor. Hâlbuki bir insan mutlu ise ve mutsuz biri ile evleniyorsa, mutlu kişi mutlu, mutsuz kişi mutsuz evliliğine devam ediyor. İki mutsuz kişi evlendiğinde evliliklerinde, iki mutsuz daha da mutsuz evliliklerini devam ettiriyorlar. İki mutlu kişi evlendiğinde de daha mutlu bir şekilde evlilikleri devam ediyor. 

Hayat tekdüze olmadığı için dönem dönem anda mutsuzluklar olsa da toplamda bir mutluluktan bahsediyoruz. Yoksa her ilişkide mutluluk ve mutsuzluk kısa süreli de olsa tabi ki söz konusudur. İnsan mutlu olunca, azap içinde de olsanız, zulüm de görseniz mutlu olabiliyorsunuz. Ya da en zengin yaşam koşullarında mutsuz kalabiliyorsunuz.

İnsanların mutlu ve başarılı olabilmesi için neyi aradığını bilmesi gerekiyor. İnsan bu hayatta saadeti arıyor. Saadet nedir? Varlığı ile barışık, fıtratıyla, varlık amacı ile barışık olmaktır. Biz varlık amacımızdan uzaklaştığımız her adımda mutluluktan ve başarıdan bir adım uzaklaşmış oluyoruz.

Çevremizdeki insanlara, sosyal medyadaki insanların fotoğraf ve videolarına baktığınızda, çok mutlu gözükmelerine rağmen mutsuzluktan ölüyorlar. Bunun sebebi ise fıtratına uygun yaşamamak. İnsan, fıtratına aykırı ne kadar şey varsa yaparak saadeti arıyor. Hayatta da boşluk olmadığı için fayda vermeyen şey muhakkak zarar veriyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; fıtratına uygun hayat yaşamak ve amacını fıtratına uygun belirlemek, insanın mutlu ve başarılı olmasını sağlar.

Yorum Gönder

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

Daha yeni Daha eski