Küçük Seçimlerin Büyük Etkisi

               

     Zorlu yolları basit gördüğümüz davranışlarla inşa ederiz aslında.Hayatımızda hafife aldığımız davranışlar mıdır yoksa hayatımızın kendisi.

Mehmet sabah erken kalkma niyetiyle saatini kurar, saati çaldığında alarmını erteleyip, biraz daha uyuyayım on dakikadan zarar gelmez diye düşünür sonrasında bir on dakika daha derken, bunu birkaç kez daha tekrarlar…

   En son alarmını ertelerken bir saat geçtiğini fark eder. Bir saatin o gün verdiği zararı insan fark edemez. Peki ne zaman bunun farkına varır, elbet günün sonunda, baktığında yapılamayan işler, yetişememiş sözler, eksik kalmış ler… Bir sürü ucu açık kalmış cümle ve soru işaretleri.  Sonra da yüzünde garip bir gülümsemeyüzünü kaplar sonrasında kafasına dank eder, ilk uyandığım zaman kalkmalıydım! veküçük küçük ertelenen alarmlar Mehmet’i günün sonunda zarara uğratmıştı..... 

 Evet, en güzel sabahlar kahvaltı ile başlar...

Çok şükür Mehmet uyanmıştır artık eşi de kahvaltı hazırlamaya başlamıştır bile,Mehmet ne görsün sofrada çeşit çeşit reçeller ballar, peynir çeşitleri tellisi dillisi burgusu eskisi kaşarı, poğaçası, simidi, böreği, zeytinin yeşili siyahı ızgarası, yumurtanın sucuklusu menemeni, kahvaltı başlamıştır bir yandan hangi çeşidi ne ile yesem diye düşünürken çocuklar çeşitlerin içine dalmıştır bile.... Biraz ondan, biraz bundan, bir yandan da sohbet etmeye çalışırız, küçük küçük boş sözlerle başlayan sohbet geçmişte aklımıza gelen çözülmeyen konular yavaş yavaş kahvaltının içine yerleşmeye başlamıştır. Bir yandan bütün tatların birbirine karıştığı bir kahvaltıyı yerken bir yandan geçmişteki konuları çözmeye çalışırız ve tartışma çıkar...

   Kahvaltının sonunda karnımız doydu ama çok çeşitten hiçbir yiyeceğin tadını alamadık.

Geçmişten gelen çözülmeyen konular ne oldu, yine çözülemedi bir dahaki kahvaltıya kaldı. Biraz zorlarsak akşam yemeğine de yetişebilir….

Mehmet iş yerine varmıştır artık çarşının nalburudur Mehmet. Bu yüzden geleni gideni eksik olmaz. İnşat yapmak isteyen mi dersiniz , arsadan girip çatıdan çıkanı mı dersiniz… yani inşaattan tutun tarla işlerine varıncaya kadar Mehmet’in  müşteri portföyünü kapsamaktadır.

     Mehmet her gelen misafirine çay söyler küçük küçük sohbetler eder, tabiigelen müşterinin vakti bol Mehmet'in işlerini nerden bilsin, çaylar geldikçe muhabbet koyulaşır, çay bardakları küçüktür yani bir an önce çayını içip gitsinler ister Mehmet,ama öyle olmaz küçük bardakta çok keyifli gelir çay içtikçe içesi gelir misafirlerin,günün sonunda küçük küçük çay bardağı ile başlayan sohbet günün sonunda bitirilemeyen işlerle karşı karşıya bırakır bizim Mehmet’i.

    Mehmet bu boş muhabbete giren insanları geri çeviremez çünkü daha önce çaya sohbete alıştırdığı için çok ta umursamazlar Mehmet’in rutin işlerini. Mehmet bu alışkanlıklarını hayatının merkezine koymuştu kendisi ne kadar bundan hoşlanmasa daetrafındaki insanlar bu çay eşliğindeki hoş sohbetten vazgeçemiyorlardı, alışmışlardı çünkü bu da onların rutini olmuştu adeta. Onun peşini bırakmıyordu. Bu davranış Mehmet'in ödeme alışkanlığını da değiştirmişti.

     Nalbur işi yaptığından dolayı çok fazla ürün kalemi vardı ve ufak tefek ürünlerin ödemesini geciktiriyordu hep ileri tarihlere gün veriyordu ve işin yoğunluğundan ödeyemiyordu ve bir gün o küçük küçük hafife aldığı ödemeler bir gün toplu olarak üst üste ciddi meblağ olmuştu. Dolayısıyla ertelenen ödemeler büyüyerekbirikmiş bir şekilde önüne gelmişti. İstediği ürünler verdiği siparişler gelmiyordu,müşterileri o küçük gördüğü ürünleri dükkanında bulamayınca başka bir nalbura alışverişe gitmeye başladılar.Yani günün sonunda Mehmet o nalbur dükkanını küçük küçük eritti ve iflasın eşiğine geldi.

Mehmet sessiz bir yere gidip düşünmeye başladı ben bu duruma nasıl geldim. Nasıl oldu anlamadım bunca yıllık ticaret hayatımda gözümden nasıl kaçtı diye kendisine sorgulamaya başladı.

    İlk olarak aklına ertelediği alarm geldi, sonrasında kahvaltıda ki envayi çeşit kendini oyalayan kahvaltılıklar, buda yetmezmiş gibi güzel kahvaltı eşliğindeki o uzun uzadıya edilen sohbetler. Bitti mi tabi ki hayır dükkanına boş lakırdıya gelen misafirleri geldi aklına. Nasıl oldu da onları kibar bir dille yollayamadım diye eyvah etti içinden. Ve en önemlisi ticari olarak o ilk iş yaptığım küçük toptancıların ödemelerini neden geciktirdim diye sordu kendi kendine. Oysaki yola ilk çıktığım zaman ne kadar desteklerini görmüştüm.

Hayatımızdaki küçük  dediğimiz her şey toplandığında BÜYÜK olaylara sebebiyet verir...

Ve bir not: Küçük olanı gözünde küçümseme...

Büyükmüş bibi gördüğünü de gözünde çok büyütme...

 

Yorum Gönder

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

Daha yeni Daha eski