ŞİKÂYET


 Yaz gelmesiyle havalar bir hayli ısınmaya başlamıştı. Gün doğumuyla birlikte sabahın erken saatlerinde bile sıcak hava hissediliyordu. Ahmet günün erken saatlerinde balkonda kahvesiyle uzaklara bakıp geçmişi ile ilgili düşünüyordu. Üzerindeki ağırlık sanki yaşının iki katı olaylar yaşamış gibi hissettiriyordu. O düşünceler arasında kahvesini yudumlarken Fatma geldi aklına. Ahmet’in eski eşi... 

Ahmet, liseyi bitirdikten sonra daha iyi bir eğitim alırım ümidiyle yurtdışını tercih etti.  Küçüklüğünden beri pek konuşmayan, fazla aktivitelere karışmayan, kitap okumayı seven biriydi. Günümüzde asosyal dediğimiz kişiler gibi kendi halinde biriydi.

Ahmet çalıştığı üniversitede yükselmek istiyordu. Haliyle yaşı da yavaş yavaş ilerlemekteydi. Memleketinde erken yaşta evlilikler çok olduğu için akranı arkadaşlarının çoğu evlenmişti. O ise hala yurtdışında okumaktaydı ve memlekete dönmemişti. Fakat uzak mesafeye rağmen anne ve babasının evlenme ısrarlarına engel olamıyordu. Kendisi gibi yurt dışında okuyan Fatma ile bu vesile ile tanışmıştı. İşler çok hızlı ilerlemiş ve iki ay gibi kısa bir sürede Fatma ile evlenmişti.

Fatma’yı anne babası çok severdi. Fatma çok hareketli, güler yüzlü, insanlarla çabuk uyum sağlayabilen biriydi. Ailesi kızlarının yurtdışına tek bırakmamak adına kısa süre sonra kızlarının yanına yurtdışına yerleşmişlerdi.  Ve tabi ki kızları Ahmet ile evlendiğinde çok mutlu olmuşlardı. Fakat o güzel günler uzun sürmedi.

Fatma annesinin yanına uğradığında sık sık Ahmet’ten şikâyet etmeye başlamıştı. 

“Benimle pek ilgilenmez oldu. Dışarıya benimle çıkmıyor, sürekli evde oturuyor. Artık benimle de fazla konuşmaz oldu”… 

Annesi de, “Olur böyle şeyler aile içerisinde. Sen de idare etmeyi bil biraz kızım. Şu an doktorası var az kaldı. Elinde projesi var... Bunlar geçtiğinde düzelir. İkinizin de hedefi okuyup o alanın iyilerinden olmak değil miydi? Ne güzel bir kocan var bak çalışkan bir adam. Biraz idare et. Şu dönem bitse seninle daha çok vakit geçirir. Bunlar geçici. Sen şikâyet ettikçe daha da şikâyet edesin gelir. Şikayetlenmek yerine ilişkinizi nasıl daha kaliteli yaparsın buna odaklanYoğun bir dönemde, çok vaktiniz olduğu dönemlerden daha keyifli olabilirsiniz. Şuan ki süreci iyi değerlendirmeyi bil. Bu süreç geçici bir süreç” diye cevap verdi.

Annesinin Fatma’yı teselli etmesiyle biraz sakinledi. Ahmet’in iyi taraflarını düşündü. “Ahmet fazla konuşmasa da gönlümü almayı biliyor. Yaptığım yemekleri beğeniyor. Ara sıra olsa da dışarlarda beraber vakit geçirebiliyoruz. Bana sadık ve güvenilir birisi”...

İnsan hayatında da olur ya bazen. Canını sıkan olaylar, bazen de ilgi istediği zamanlar oluyor. Bazen de yalnız kalmak istediği zamanlar. Hiç bitmeyecek gibi yorgunluk hissi... 

İnsanın hayatında ailede, iş hayatında zaman zaman problemler olabiliyor. Bunları çözmek için hareket ettiğimizde problemlerimiz bir şekilde çözülür. Ama problemlerimizi çözmeye çalışmaktansa o konuda şikâyet ettiğimizde çözüm zorlaşıyor.

Annesinin sözlerine rağmen Fatma’nın şikayetleri bitmemişti. Fatma annesi ile sık sık konuşmaya başladı. Hep olumsuz taraftan bakmaya, daha da abartarak konuşmaya başladı. Ayda bir annesinin evine gelen Fatma haftada bir gelmeye başladı. Ahmet’in yanına dönmek bile istemiyordu. Bir hafta, bir ay, iki ay derken şikâyet şikâyeti doğurdu. Her şikâyet ettiğinde anlattığı sorunlar gözünde daha da büyüyordu. Artık hep olumsuz taraftan bakmaktan Ahmet’in iyi yanlarını göremez olmuştu. Bu böyle gitti ve sonunda boşandılar. 

 

Şikâyet şikâyeti doğurur.  

 

İnsan hayatında zorluklar, başkasıyla anlaşmazlıklar olabiliyor. “Hep beni mi bulur bunlar? Bıktım artık” dedirten üst üste gelen problemler olabiliyor. Problem küçükken çözümünü aramayıp şikâyet etmeye başladığımızda problem büyümeye başlar. Ve biz de ondan kaçar hale geliriz. Bir problem geldiğinde ondan şikâyet etmezsek çözüm kolaylaşır. Şikayetlenmek yerine çözüm için düşündüğümüzde o kadar da büyük şey olmadığını fark ederiz. Bu kadar mıydı deriz. Aksine şikâyet ettiğimizdeyse şikâyet şikâyeti doğurmaya başlar. Bir problem iki olmaya başlar. Çözümü de zorlaşır. Ayrıca o konuyu doğru değerlendirememeye başlarız. Eşimizin olumsuz yanlarına odaklanmaktan olumlu yanlarını görememek gibi... 

 

İnsan çözüm için çabaladığında hayatta problemlerini büyütmeyen biri haline gelir. Her çözdüğü problemle daha da gelişen biri haline...

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanlara hayatlarındaki problemleri çözme konusunda stratejiler verir.

 

Yorum Gönder

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

Daha yeni Daha eski