Sabah 10:00
suları gibiydi. Memleketimin meşhur çorbacısında otururken bir şey dikkatimi
çekmişti. Herkes neden girer girmez çayın var mı diye sorar ki ? GariPsedim
açıkçası. Merakımdan oturduğum yerde çakılıp kaldım. Çorbacıda çay? Ne alaka? Kendime
bir çorba söyledim ve seyretmeye başladım gülümseyerek. Yanıma hemen çırak
kardeşimiz damladı.
“Abi hayırdır ya? Ne gülüyorsun?”
diye sordu. “Hava çok soğuk bi çorbamı içeyim, sana anlatırım dedim.” Sonra çay
söyledim kendime ve yanında ne göreyim? İncir uyutması çayla beraber ikram.
Dedim ALLAH’ım sen nelere kadirsin...
“Ustam bu
ikram mı ?” diye sordum.
“Sen böyük
şeherden gelmişsin belli gardaşım, tabiki de ikram” dedi.
“Çorba ile yanındaki çay ve
tatlıyı nasıl bu kadar ölçülü hale getirdin” diye sordum ve anlatmaya başladı
çorba ustası.
Yakın köyün
birinden ilk taşındıklarında, adamın en büyük hayali çorbacı dükkanı açmak ve
herkesin geldiğinde ilk buraya ayağının uğramasını sağlamak için ne yapabilirim
diye düşündüğünü anlattı.
İlk olarak iyi bir mekanda
garsonluğa başlamış. Bulaşık yıkamış ve masaları silmiş. Mekan sahibi çok
memnun kalmış. Sabahları ilk olarak o dükkanı açmış ve en son o çıkmış
dükkandan. Zamanla mutfaktaki ustanın yanında çalışmaya başlamış. Ona meşhur arabaşı
çorbasının nasıl yapıldığını sormuş. Ancak tam iki yıl boyunca seyrettikten
sonra kendisine çorba yapma izni çıkmış.
Zamanla
ustasıyla beraber yapmaya başlamış arabaşını. Asıl ismi ara aşı imiş. İlk olarak bu çorbanın adı nerden gelir? Ne
zaman içilir diye sormuş. Çünkü her çorba her mevsimde içilmezmiş. “Yazları
daha hafif hazmı kolay; kışları daha sıcak, iç ısıtan arabaşı yapılır” demiş
ustsı.
Eskiden köy
evlerinde, amcalar dayılar çocuklar gençler mahalle muhtarı öncülüğünde
toplanır, sohbet ederken, karınları acıkınca bu çorbayı yapılırmış. En önemlisi
ise yanında lup diye yutulan hamuru imiş. Bu nişastadan oluşan çorba ve yanında yutulan hamurun ayarını tutturmak için
bir yıl ustası elini sürdürmemiş, sadece izletmiş. Sanki yurt dışı vizesi
halledilmiş, ama oturma izni çıkmamış gibi.
Zaman ilerledikçe, usta yaşlanmış
ve maalesef hastalanmış. Bizim çırak, her sabah dükkanını açmış, camlarını
silmiş, tuvaletlerine kadar pırıl pırıl yapmış. Vadesi dolan ustamız rahmetli olmuş ve dükkanın tüm
haklarını bizim şimdiki ustaya devretmiş. Ustanın yurt dışında olan evlatları
ustaya sahip çıkmamış ama arabaşı çorbasına bu çırak, şimdiki ustamız sahip
çıkmış.
‘Çay ve tatlı
ne alaka ?’ diye sorduğumda;
‘İnsanımız ikramı sever, çünkü ikramı tüccar
da sever. Artık bu gelenek kalmadığı için de, hemen yemeği yer yemez müşteri
kalkmasın, dükkanımda sıcaklık olsun dedim. Hem reklamımı da yaparlar değil mi?’ diye kimsenin yapmadığı,
unutulmuş olan bu geleneği davranışta ustalaştırmış.
Çay ocağına
baktığımda ise, demlikler alüminyum ve çay ocağı bakır kaplamalı ve doğalgaz
ısıtmalı. “Neden bu şekilde bir stil kullandın?” diye sordum;
‘Çay ve tatlıdan ücret almayıp,
bir de daha iyisi olduğunda adam neden gelmesin ki? Çorban soğuk olsa da bazen;
bazen aynı kaliteyi yakalayamasan da; yanındaki ekstra kaliteli ürün senin
dükkanını tüttürür’ diye anlattı.
‘Ne dolara
bakarsın yükselmesin diye; ne de un zamlanmış ya da kullandığın malzemenin
maliyetine. Sen hayata samimi misin? İçin dışın aynı mı? Müşteriyi kazıklamak
mı? Yoksa ihtiyacını görmek mi? Söyle bakalım amacın ne ? ‘dedi ve bitirdi.
Gözlerim dolarak o dükkandan
çıktım ve dedim ki;
Hayatta tesadüf yok ve kalite
asla tesadüf değilmiş…
Çorbacıda çay ikramı hakikaten olurmuş..
Çok güzel bir yazı yazanın eline sağlık
YanıtlaSilZorunda olmadan yaptıklarımız la insanlar bizi hatırlar ve en çok akılların da kalır. Satışın nasıl müşteriye çevrildiğini anlatan güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel yazı çok beğendim
YanıtlaSilElinize sağlık samimi ve çay gibi içimizi ısıtan bir yazı olmuş.
YanıtlaSilElinize sağlık anlamı çok derin bir yazı olmuş
YanıtlaSilMüşteriye birşey satmadaki sıcaklığın paradan değil de, ihtiyaç görmeden, samimiyetten olduğunu gösteren güzel bir yazı olmuş :) elinize sağlık.
YanıtlaSilİkramlı olunca ikramlanıyoruz hamdolsun. Elinize sağlık, ticaretimiz için güzel bir deneyim transferi oldu.
YanıtlaSilAllahınıza gurban, ihtiyacı görebilmek ne kadar kıymetli...
YanıtlaSilElinşze emeğinize sağlık. Unutulan bir geleneği yaşatmak çok güzel.
YanıtlaSil