Herşeyimi kaybettiğimde anladım, bağımlı olduğumu…


 

Bu sefer kesin  olmalıydı, neden başaramadım?” Kaderinin bu şekilde yazıldığı düşüncesinden kendini alıkoyamadı. Kaç kez bırakıp kaç kez başlamıştı… Zaman zaman da derin üzüntü çekip, sinirinden ağlıyordu.… Ne olursa olsun kendine engel olamıyordu. Dayanamayıp yine parasını kumar masasında, tekrar kazanacağım ümidiyle bitirivermişti. Uzun yıllar boyunca biriktirdiği tüm sermayesini yitirmişti... Şimdi evdekilere ne diyecekti, nasıl bir açıklama yapacaktı?Daha önce söylemediği ne kalmıştı ki…

Yıllar önce gazozuna oynadığı oyunların… İddiaların, at yarışlarının adını bile bilmediğimiz birçok oyunun… Başına bu kadar büyük işler açacağını nereden bilebilirdi? Yaşantı biçimi, hareketleri, davranışları, yaşam stili.. Bir bağımlının profiline tam uyuyordu.

Zaman çok hızlı akıp geçmişti. Çocukken ne kadarda masum görünüyorlardı halbuki… Kumar masasında olabilmek için ne kadar zor durumlarla karşılaşmıştı. Ailesinin kendisi için yaptıklarına baktı! Sonra kendi yaptıkları gözünün önüne geldi! Net olarak ilk defa büyük bir pişmanlık hissetti. İlk zamanlar biraz kazanıp istediği zaman ayrılabileceğini düşünüyordu. Yıllar sonra bir kumar bağımlısı olduğunu ancak anlayabildi…

Bağımlı olan birinin sözüne ve adaletine güvenilebilir miydi? Özelliklede bağımlı olduğu şey söz konusu olduğunda.

Oysaki çok çalışıyordu, iyi de para kazanıyordu. Artık bu illete nasıl bulaştığını bile hatırlayamıyordu… İlk zamanlar kendi kazandığı parayla oynuyordu. Sonra etrafındaki insanlardan borç istemeyi alışkanlık haline getirmişti. Hepsini de kumar masasında tüketmişti. Dünyanın en güzel yeri kumar masası gibi davranıyordu. Tıpkı bir tohumun büyük bir ağaç olması gibi… Onun içine çok küçük yaşlarda serpilmiş bir tohumdu sanki.

Her şeyini kaybettiği zaman ancak anlayabildi, bir bağımlı olduğunu.

Kalbinin üstüne büyük ağırlık konmuş gibiydi, içi acıyordu… Bu ağırlıkla birlikte yaşayabileceğine inanmıyordu… Hayattan ümidini yitirmek üzereydi… Elinde kalan çok büyük kaybedişleri ve pişmanlıklarıydı. Hayat mı suçluydu yoksa kendi kararlarını mı suçlamak istemiyordu?

Bu hale geleceğini baştan söyleseler kesinlikle inanmaz, karşı çıkardı. Eşinin bileziklerini habersiz almasıysa bardağı taşıran son damla olmuştu. Eşi ve çocukları tarafından terk edilmişti. Önce evini sonra arabasını satmak zorunda kaldı. Ne de olsa kumar borcu namus borcuydu! Babasından kalan mirası tek gecede yitirdiğini kime açıklayabilirdi?Hem bu durum nasıl açıklanabilirdi ki! Babası ne kadar zorluklarla kazanmıştı, hiç düşünmemişti bile!  Yapmak istediği… Sadece bir sonraki elde kazanacağından emin olarak oynamaktı…

Aldığı nefesten başka sahip olduğu hiçbir şey yoktu artık. Şimdi ise hayatını sonlandırmayı düşünüyordu…

Peki bizim hangi bağımlılıklarımız var, hiç düşündük mü? Kim bilir kaçıncı kez aynı film böyle bir sonla bitmişti. Sadece oyuncular değişmişti ama sonuç hiç değişmemişti.

İnsan net olduğu zaman yüklerinden kurtulabilir. Bağımlılıkları da insanın bir yüküdür. Bırakabilmesi için net bir karara ihtiyacı vardır. Her eylemin başarısı zıttından sakınabilmesine bağlıdır. İnsan; sakınmadan yüklerinden kurtulamaz. Yaşadığımız dünyada net olmayan varlık sadece insandır. Geri kalan her şey çok nettir.

İnsan bağımlı olduğu şeyin zararlarını bilir. Bu yüzden kaç kez bırakmaya çalışır.

Peki insan neden bağımlılıklarından kurtulamaz?

Net olmadığı ve sakınamadığı için...

Yorum Gönder

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

Daha yeni Daha eski