İnsan yaşarken belirsizliklerle mücadele eder. Her karşılaştığı durum bilinmezlerle doludur onun için. Çünkü bilgisi sınırlıdır, tıpkı hayatının sınırlı olduğu gibi.
Acaba bu belirsizlikler ve bilinmezler bir tutarsızlık mıdır? Yoksa hayatın sana seni anlatma, daha büyük bir anlamdan haberdar etme şekli midir?
Ne yazık ki hayatta her zaman, belirsizlik daha fazladır.
Acaba,
➢ O kızla / erkekle evlensem mi?
➢ Hangi mesleği seçsem?
➢ O işe girebilecek miyim?
➢ Hangi evi arabayı alsam?
➢ Bu yatırımı yapsam mı?
İnsan bu hayatta her an isteklerinin arasında bir seçim yapar ve karar verir. Verilen bir karar başta tek bir seçim gibi gözükse de sonrasında sanki bir ağ gibi hayatını şekillendirir. Bazen fırsat gibi görünenler fırsat olmayabilir. Yanlış seçimler insanı yanlış hayatlar yaşamaya iter.
Hayatta seçim yaparken insana zor gelen ise düşünmek, araştırmak ve deneyim transferi yapmaktır.
Deneyimsel Öğreti der ki: “Belirsizlikte yapılan hiçbir hamle kişinin hayrına olmaz.”
Mutlaka onu zarara uğratır. Sadece o an yapılan seçimden ziyade, o seçimin hayatta bizi nereye götüreceğini de tahmin etmemiz gerekir.
Peki insan belirsizlikte neden yanılır?
Eğer kişinin egosu ve istekleri kontrolü ele almışsa duyguları aktifleşir ve bilincini kapatır. O andan sonra düşünmek istemez, düşünemez de zaten, sadece istediği o şeyin olup olmaması ile ilgilenir artık. Başındaki anlık hazların peşinden gider. Faydaya dağil de hazza odaklanır. Sonunda da toplamda zarar görür.
İstediği şeyi gerçekten hak ediyor mu diye düşünmek istemez! Bunun için gereken bedeli ödemek istemez! Sadece kısa yolla isteğine ulaşmak ister …
Bu yüzden onları elde ettikten sonra akıbetinin ne olacağı ile de pek ilgilenmez insan. Hakedişten daha çok, imkana odaklanır. Bu dünyada hazlarını tüketmek ister. Bu da ona çok hatalı tercihler yaptırır, hiç ummadığın sonuçlarla karşılaşmasına sebep olur. Oysa bedelini ödemeden sahip olduğu hiçbirşeyin kişiye teması olmaz der Deneyimsel Öğreti.
“İnsan aceleci yaratılmıştır. Sabırsızdır.”
Duygularını kontrol etmekte zorlanır. Hep anlık olanı ister. Daha sonrasını ise merak etmez.
Ben bu işe girersem, bu evi alırsam, bu eşle evlenirsem ne olur diye sonrasını pek düşünmez. Hayat kısa doyasıya faydalanmak lazım diye düşünür.
Oysa yaşamın toplamında belirsizliği ortadan kaldırmadan sonuç hep hüsran olur.
İnsan tıpkı hayattaki seçimlerinde, aldığı kararlarda yaptığı gibi, bu dünyaya geliş amacı ile de pek ilgilenmez. Oysa esas belirsizliği kaldırması gereken en önemli şey insanın hayat amacıdır.
Bu dünyada kişi neyi neden yaptığını bilmiyorsa, neye karar verirse versin hayırla sonuçlanmayacaktır.
İnsan seçimlerini ancak gerçek ve sahteye göre yaparsa toplamda kazanır. Gerçek ve sahteyi ayırıp belirsizliği kaldıran ise hayatına hakim olur. Hayatın yasalarına göre seçimlerini yapar.
Bu hayatın bir sınav olduğu ve yaptığı her seçimin bir karşılığının olacağı gerçeği insanı karar alırken düşünmeye sevkeder.
Bir insanın hayat amacı belirsizse sahteye meyletmesi ve kaybedenlerden olması ise kaçınılmazdır.