Vagonlar

 

“Bunu neden böyle yaptın?”

İşyerinde sıklıkla sorduğu soruydu bu. Verilen cevabın ilk cümlesini dinledikten sonra kimi zaman gerisini de dinlemezdi. “İlk cümlesinden belli olur insanın..” diye söylemişti bir keresinde bu durumu yadırgayan bir arkadaşına. Yadırganıyordu çünkü insanların lafını yarıda kesip “gerisini anlatmana gerek yok ben anladım” diye kestirip atıveriyordu. Kendini ifade etmeye çalışan, günün kurbanı diğer bir deyişle, içinden lavlar püsküre püsküre odayı terk ediyordu.

Gide gide artık işyerinde onun verdiği işi yapmak, ona açıklama yapmak konusunda herkes diken üstüne binmişti. Kimse ne azar işitmek istiyor, ne onun karşısında zor durumda kalmak istiyordu. Sevildiğinden daha çok sevilmeyen bir yöneticiydi. Ama günün sonunda kağıt üstünde başarılı gözüken de oydu. Zaten firma o yüzden onun işine pek karışmıyor. Öyle yada böyle problem çözen birisi olduğundan sivri taraflarını görmezden geliyordu.

Günlerden bir gün işi sebebiyle konya’ya bir toplantı için gitmesi gerekti. Ani bir toplantı kararı alındığı için uçak bulamamıştı. O kadar yolu araçla gitmeyi istemedi. Aklına trenle gitmek geldi. Hem çalışırım hem de daha az yorulurum diye düşündü. Asistanına bilet almasını söyledi ve ardından yanıan alacağı evrakları tekrar gözden geçirdi. Bir yandan da mırıldanıyordu:” bunu niye böyle yazmışlar bir bakalım.. yine yanlış mı yap bunlar? Ha yok tamam, orası da doğru..”



Tren sabah 6:45’te kalkıyordu. Aracını otoparka bırakıp, istasyona yöneldi. Turnikelerden geçip elindeki bileti kontrol etti. Koltuğunu buldu ve oturdu. Önündeki masaya bilgisayarını çıkarttı. Camdan dışarıyı izlemeye koyuldu. Koşturanlar, simitçiler, bir köşede sigara içerek konuşan gençler.. Biraz gerindi, sıcak olduğunu düşünerek ceketini çıkardı. Yanında getirdiği simidinden bir parça aldı. Tekrar camdan dışarıyı izlemeye başladı.

İstasyondaki diğer hatta duran vagonları gördü. Başından sonuna epeyce vagon vardı. Ailesi geldi aklına. Lokomotif olarak kendisi, sonra eşi ve çocukları. Güldü sonra ama düşünceleri devam etti. Mesela işyeri.. Yöneticiler sonra çalışanlar sonra diğer personeller. Hayatında yakalamaya çalıştığı başarılar için yapıp ettiklerini düşündü. “Her sene bir vagon ekledim..” dedi içinden. İlkokul hayatının ardından lise döneminde yapıp ettiklerini hatırladı. Sonra üniversite yılları.. Lisans döneminde bir yandan derslere giriyor, bir yandan zor bela ikna ettiği hocasına asistanlık yapıyordu. Yurtdışı eğtiim hakkı kazandığında hemen kalacak yer, gideceği okuldaki hocalar, onların akademik kariyerleri, civardaki önemli firmalar.. bir sürü araştırma yaparak gitmişti. Döndüğünde yüksek lisansını da yapmıştı. İngilizce artık ikinci dili haline gelmiş, İtalyanca da öğrenmişti. Arada “İspanyolca da mı öğrensem” diye düşünüyordu. İtalya’da pizza ve ardından da dondurma yapım eğitimleri almıştı. Türkiye’ye döndüğünde bir yolunu bulup kendinde bir pizzacı ya da dondurmacı açmayı düşünmüştü. Ama kafasına göre yer bulamadığı bir de iyi firmalardan teklif aldığı için vazgeçmişti bu hevesinden. Çalışmaya başladığı firmada hızlı yükselmiş ve yıl sonunda gelen zam teklifini pek beğenmeyince başka bir firmadan gelen teklifi kabul etmişti. Bu esnada hem imalata hem de pazarlamaya yönelik bilgisini epeyce genişletmişti. Uluslararası sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken hükümler gibi adı sanı kimine tuhaf gelecek birçok sertifika eğitimine de katılmıştı. Bunların hepsini bir edinmesi gereken bir donanım olarak görüyordu kendince. Böylece yıllar yılları kovaladı. Her yıl bir vagon daha ekledi. Ona kalsa daha eklenecek çok vagon vardı. Zaten bunun için mücadele ediyordu..

Birden gelen büyük bir sesle irkildi. Diğer hattaki vagonların en sonuna kayan gözlerini, sıranın en başına çevirdi. Sıradaki bütün vagonları çekip götürecek bir lokomotif gelmişti ve iki çalışan ara bağlantıları yapmak için ona doğru yürüyordu. Birkaç saniyelik bir sessizlik.. İrkildiğini hissetti.. gözleri vagonlar üzerinde bir gidip geliyor sonra en baştaki lokomotifin diziye bağlanışına bakıyordu. Baktı, baktı ve baktı.. Güçlü bir ışığın gözlerini kamaştırması gibi insanın öylece kalakalmıştı.

 Bütün hayat hikayesi gözünün önünden geçiyordu az önce. “Peki..” dedi içinden. “Peki bu kadar bedeli neden ödedin? Senin amacın neydi?” Bu soruya vereceği cevabı düşündü. Konya’ya varmak üzereydi.

5 Yorumlar

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

  1. Kısa ama düşünmeye sevk eden güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  2. Her yapılanı bir "neden"den ötürü yapmak, Düşündürttü..

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir çıkarım hayatına eklediğin vagonlar, amacın elinize sağlık güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  4. Anlamlı bir yazı olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Neyi neden yaptığımızı düşünmeye sevk eden bir yazı olmuş, elinize sağlık

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski