Hemen Başla

 


Zaman zaman hepimiz bir şeylere başlamak veya sonlandırmak isteriz. Sporu hayatımıza sokmak isteriz, niyetleniriz, engellerle karşılaşırız. Diyet yapmak isteriz, yabancı bir dil öğrenmek isteriz… İşimizi geliştirmemiz için yeni bilgiler öğrenmek isteriz… Aslında hayatta birçok şey isteriz. Bu isteklerimiz bizleri bir noktadan başka bir noktaya götürür. Kendimizde değiştirmek istediğimiz huylarımızda vardır. Onları da değiştirebilmek için çabalarımız olur. Bazen kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak istediğimiz zamanlar olur. Her gün yediğimiz gofreti, artık hayatımızdan çıkartmak isteriz. Bunun gibi birçok isteğimiz vardır.

Hayatımızda bazılarını modelleyip, izini takip ederiz. Onun gibi olmayı hedeflediğimiz insanlar vardır. Bu bazen yöneticimiz, bazen patronumuzdur. Bazen hocamız, bazen de arkadaşımız olabilir. Onun gibi olmak istememizin sebebi; onun beğendiğimiz huyları olmasıdır. Hani bazen deriz ya; “Keşke şunun gibi davranabilsem, ne kadar sakin biri.” “Ne kadar cesaretli biri.” veya “ne kadar çalışkan biri.”

İşte bir şeyleri değiştirmek istediğimizde hareket geçmemiz gerekir. Aslında harekete geçilmesi gerektiğini herkes biliyordur. Problemi oluşturan ise harekete ne zaman geçileceğidir. İşte belki de çoğu insan için en kritik soru budur.



Değişim yolculuğuna ne zaman başlamalıyım?

Hemen…

Evet yanlış duymadınız, hemen başlamalıyım! Çünkü insan değiştirmek istediği davranışlarından hemen başlarsa kurtulabilir. Hayatına yeni katacağı davranışa hemen başlarsa hayatına katmış olur. Aslında kararı verdiğinde değil küçükte olsa harekete geçtiğinde değişimin ilk adımı atılmış olur. Güneye doğru yolculuğa gitmek istiyoruz. Yolculukla ilgili bir şeyler yapmaya başladığımız anda aslında yolculuğu başlatmışızdır. Kendimizi canlı ve sağlıklı hissetmek için yürüyüş yapmamız gerektiğini düşünürüz. Düşünmenin yeterli olmadığına defalarca şahit olmadık mı? Yabancı bir dil öğrenmemizin bize sağlayacağı katkıları biliriz. Yalnızca biliyor olmamız bize ne kazandırdı? Halbuki yürüyüşe kilometrelerce yürüyerek başlanmaz. Birinci kattaki evimize asansör yerine merdivenle çıkarak başlayabilirdik. Yabancı dil için bir kelime öğrenebilirdik.

Tam hazır olmadan nasıl başlanır?

Ne zaman tam olarak hazır olduk? Hangi vakit, “tamam artık” der ki insan? Yürüyüş yapacağız ama yürüyüş ayakkabımız yok ki. Yürüyüş ayakkabısı almak için ise maaşın yatmasını beklememiz gerekiyor. Yabancı dili öğrenmek için kurs parası biriktirmek gerekiyor. Diyet yapmak için eve kalorisi düşük yiyecekler almak gerekiyor. Halbuki gerekmiyor, insan sadece zannediyor. Tabi ki oraya doğru varacağımız imkanlarımızı arttırmak önemlidir. İmkanlarımız arttıkça daha kolay yapabilir hale geleceğimiz doğrudur. Yanıltan ise onu beklerken kaybettiğimiz zamandır. Sonrasında ise birçok engelin çıkmasıdır.


Şimdi yapmamız gerekeni hemen yapalım…

Olimpiyatlarda dört yüz metre koşu yarışmasında olduğumuzu hayal edelim. Olimpiyatlara gelene kadar çok çabalarımız, mücadelelerimiz olmuş nihayet varmışızdır. Yarışma günü gelmiş, heyecanlı bekleyiş daha da artmıştır. İşaret ile birlikte koşuya başlanacak. Belki de altın madalyamızı kazanıp yurdumuza döneceğiz. İşaret geldiği anda insan oyalanır mı? Etrafındakilerin koşuya başlayıp başlamadığına bakar mı? Yoksa işaret geldiği gibi yerinden ok gibi mi fırlar? bir an önce koşuya mı başlar? Tabi ki hemen koşuya başlar.

Hemen hareke geçmek bizi hızla uzaklaşmamız gerekenden uzaklaştırıyor. Yaklaşmamız gereken hedefe yakınlaştırıyor.

  • İnsan hayatında bir değişime karar verdi ise,
  • Kurtulmayı düşündüğün şeyden uzaklaşmak istiyorsa,
  • Hedeflediği konuma gelmek istiyorsa,
  • Hayatına olumlu etkisi olacak bir şey yapacaksa,

Yapması gereken şey araya hiç zaman koymadan hemen başlamak. Hemen o yöne doğru yakınlaştıracak bir adım atmak. O şeyden kurtulmayı sağlayacak bir adımı zıttı yönünde atmak.

Peki hemen başladığı bu öyküde atacağı ilk adım ne kadar büyük olmalı?

İşte bir sırda burada…

Küçük ama çok küçük bir adım.

Basit ama çok basit bir adım.

 

Unutmayalım ki bu yazıyı okuyabilmemiz için okuma yazma biliyor olmamız gerekiyordu. İşte okuma yazma öğrenmeye de bir harf öğrenerek başlamadık mı?


3 Yorumlar

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

  1. “Küçük ama çok küçük bir adım.
    Basit ama çok basit bir adım.”
    Hocam basitin kıymetini kavrayabilsek, yönü ve niyeti daha net anlayacağız.

    YanıtlaSil
  2. En büyük işleri başaranlar en basit adımları küçümsemeyenler… istikrarlı küçük adımlar ne büyük işlere dönüşüyorlar…

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık, ertelemeden harekete geçenlerden olmak dileğiyle..

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski