Mısır Fidanı

 

‘’ Hay aksi !’’ dedi elinde ki bıçağı tezgâha bırakarak. Suyun altına götürerek kesilen parmağını yıkamaya başladı. ‘’ Yine her şey üst üste gelmeye başladı’’ diyerek parmağını bantladı. O sırada ocakta yanan çorbayı fark etti ve koşup altını söndürdü.

İşlerinin sakin olmasıyla beraber evden çıkamaz olmuştu. Her gün dünün aynısıydı ve sıkıcıydı. Son zamanlarda ilişkilerde sürekli problemler yaşaması da ayrıca içinde dert olmuştu. Satış danışmanlığı yapıyordu, insan ilişkilerini, iletişim kurmayı seven biriydi oysa Merve.

Bu ara müşterilerle çok sıkıntı yaşıyordu ve buna müdürü de eklenmişti. Müdürü kendisinden farklıydı biraz. Daha detaycı, her şeyin eksiksiz olmasını isteyen biriydi. Bu da Merve’nin rahatsız olduğu özellikti. Müdürü bir hata gördüğünde çok fazla takılı kalabiliyordu. Pireyi deve yapıp Merve’nin motivasyonunu çok bozuyordu.

Gergin bir süreçten geçiyordu. O sırada erkek arkadaşı da iş yoğunluğundan dolayı ilgi gösteremiyordu. Merve bu durumdan rahatsızdı, ilgisizliği sevgisizlik olarak algılamıştı.’’  ‘’ Erkeklerin hepsi aynı işte’’  diyerek ilişkiye ara verdi.

Yemeğini yedikten sonra yalnız başına düşüncelere kapıldı.



Ne oldu acaba bu sıra bu kadar iletişim problemi yaşıyorum dedi içinden. Herkesin cins cins huyları bana mı denk gelmeye başladı?

Salona yöneldi koltuğa uzanıp kumandayla televizyonu açtı.

Karşısına bitkilerle ilgili belgesel çıktı. Belgesel şunları söylüyordu;

‘’  Bitkiler de bizler gibi iletişime geçip duyularını kullanıyorlar. Bir deney sırasında yalan makinesini bitkinin yapraklarına bağladık. Ardından su verildi ve dedektör eğriler çizdiğine şahit olundu. Ancak şaşırtıcı olan şuydu ki bu eğriler bir insanın sevindiği zaman çizdiği eğrilerdi. Yanına kibrit ile yaklaşıldığında makine daha farklı eğriler çizmeye başlamıştı. Hatta aynı bitkinin yanında başka bir bitkiyi elleriyle kopardıklarında da aynı çizgileri oluşturuyordu. Belli ki onlarda bu hayatı algılıyor ve aktarıyorlardı. Onlar da aslında bir iletişim halindelerdi. ‘’

Merve’nin dikkatini çekmeye başladı iletişim deyince, neler öğrenebilirim nasıl bir iletişim kuruyorlar diye daha konsantre olmaya başladı.

Devam etti televizyonda ki sunucu;

Bir mısır fidanı topraktan çıkmaya başlamak üzereydi. Yaprağın dışında kendisini koruyan ince şeffaf bir tabakası vardı. Ancak iyi bir besin vermesi için bulması gerekenleri vardı. İnce tabakanın uç kısımlarında hassas algıları vardı. Bu algılar sayesinde ışığı bulması gerekiyordu.

Ancak güneş ışığı daha önce karşılaşmadığı bir şeydi ve onun için farklıydı. Bu yüzden farklı olanı  fark etmesi gerekiyordu.  

İnce tabakanın ucundaki (moleküller) hassas algıları sayesinde güneşin ışığını algıladı. O yöne doğru eğrilmeye başladı. Farkı fark etti ve kendisinden farklı olan güneşe uyumlandı. Ama bununla kalmaksızın aynı zamanda topraktan su çekmeyi de ihmal etmiyordu.

Neyi nereden alacağını,  hangi ölçüde alacağını iyi biliyordu mısır fidanı. Kalibrasyonu çok iyiydi ve ona göre de bir sistemi vardı. Tıpkı insanlarda ki gibi denetleme sistemi vardı…

Merve sessizliğe bürünüp daha da konsantre olmuştu..

 

Yapraklar oluşmaya başlamıştı, otomatikleştirmişti. Kendisinden farklı olanı algılayıp, uyumlanıp besin üretmeye başlamıştı artık. Suyu ve  karbondioksit alıyor ve güneşle gelen ışıkla oksijen üretiyordu. Ama asıl amaç bir besin üretmek, insana ya da hayvanın ihtiyacını vermekti.  

Bu esnada Merve’de iç dünyasına geri döndü.  ‘’ Bunun acaba bizim hayatımızda nasıl bir karşılığı var? ‘’ Güneşi anlayıp ona uyumlanması. O kadar var olan arasında sadece onu kalibre etmesi enteresan’’ dedi içinden.

 

Artık neslini devam ettirmesi gerekiyordu fidanın. Polenlerini bir diğer bitkiye taşıması gerekiyordu. Ancak bunu kendisi yapamazdı, bunun için bir başka canlıyla iletişime geçmek durumunda.

Arılar bal üretmeye ihtiyacı vardı. Nektarların sıvısını azaltıp bala dönüştürmesi gerekiyordu.  Mısır fidanı nektarları üreterek kendisine çekmeye başladı.  O esnada o da kendi ihtiyacı olan polenleri arılara veriyordu. Böylelikle ikili arasında bir ihtiyaç giderme durumunda ilişki başladı.

İkisi de birbirine muhtaçtı çünkü. İki tane birbirinden farklı olan benzer konularda birleşerek bir ilişki meydana getirmişti. Sadece bu değil tüm canlılarda aynı uyumlanma söz konusuydu.

 

Merve’nin zihninde bir ışık meydana gelmişti. ‘’ Nasıl yani? İletişim ve ilişki, ihtiyaç doğrultusunda mı kuruluyordu yani? ‘’ derken taşlar yerine oturmaya başladı.

‘’ Evet aslında iletişimi bir ihtiyaçtan dolayı kuruyoruz. Bir manava gitmem aslında bir ihtiyacımdan dolayı. Bir arkadaşım aradığımda on dertleşmek sohbet etmek için. Bunlar karşılıklı olunca da bir ilişkiymiş meğer. Hiç böyle düşünmemiştim..

 

Doğada birbirinden farklı olan türler uyumlanarak etkileşim halindelerdi. Ve hepsinin altında ihtiyaçları gidermek vardı. Peki ya bizde?

Dedi ve gözünün önüne tartışmaları, problemleri geldi.

Kendisinden farklı mizacı olan müdürünü özelliklerini kabul etmek istemiyordu.

Müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak yerine, kendi isteklerini dayatmaya çalışıyordu.  Farkı olan kişileri farklılığını kabul etmemiş. Farklı mizaçların, düşüncelerin olacağını kabul etmemiş. Bu yüzden uyumlanma problemi yaşıyordu.

 

Mısır fidanı nektar oluşturarak aslında bir albeni meydana getirmişti. Arıya kendisini gelmesini sağlamıştı. Ama bense ilişkiye ben merkezli bakarak karşı tarafı kırmışım. Bir albenim olmadan ondan ilgi talep etmişim. Erkek arkadaşımın yoğun olmasını, stresli bir süreçten geçmesini anlamamışım.

Müşterilerimi ürünler ile bir tahrik oluşturmak yerine yapmam gereken prime odaklanmışım.

 

Ayağa kalktı tuvalete gidip yüzünü yıkadı. Onca eğitimleri, sertifikalar gözünün önünden geçmişti. İletişim güzel konuşmaktan, güzel giyinmekten ibaret algılamışım. Ve sadece aktarmışım kendi bildiklerimi, isteklerimi.. ve hiç anlamamışım karşı tarafın isteklerini ihtiyaçlarını..  

Üstünü giydiktiren sonra hava almak için evden dışarı çıktı. Biraz yürüdü kaygılıydı hemde kendisini toparlaması gerektiğini düşünüyordu. O esnada belediye çalışanın bitkileri suladığını gördü. Ve   bitkiye yönelerek birazda tebessüm ederek;

‘’ Artık danışmanım sensin’’…

 

5 Yorumlar

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

  1. Gerçek iletişimin ne olduğuna dair kapı aralayan bir çalışma...

    YanıtlaSil
  2. Keyifle okudum. Meğer bir mısır fidanında ne cevherler varmış.. Ne çok şey anlatıyormuş..

    YanıtlaSil
  3. İnsan düşündüğünde gerçeği bulabileceğini belirten bir yazı olmuş çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Ellerinize sağlık, iletişimi hiç bu şekilde düşünmemiştim

    YanıtlaSil
  5. Kendine odaklanma hayata odaklan ve anla... Çok güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski