HAYATTAKİ FARKLILIKLAR NEDEN VAR ?..


Babası Ahmet’e
; “Seç bakalım oğlum buradan istediğin bir elma ağacını dedi.

Ahmet; “Baba bu elma ağaçlarının hepsi aynı. Ne fark eder” dedi.

Hasan Amca; “Hepsi aynı olur mu hiç?”

Ahmet; Bütün ağaçlardaki elmaların hepsi kırmızı işte.”

Hasan Amca; “Bakalım öyle miymiş evladım?”

    Babam Amasya doğumlu bir devlet memuru. Memur olmasından dolayı yıllar önce tayin meselelerinden dolayı İstanbul’a taşınmışlar. Ben de bu sebepten İstanbul’da doğmuşum. Babam uzun yıllardır verdiği sözü sonunda tuttu. Bizi ilk defa memleketimize getirdi bu yaz tatilinde. Buraların babamın anlattığından ve resimlerdekilerden çok daha güzel olduğunu fark ettim. Daha varır varmaz bunu düşündüm. Birkaç günlük alışma sürecinden sonra köyümüze ve insanlara alışmıştım. Ve de çok sevmiştim.

Şunu da öğrenmiştim bu kadar kısa sürede. Buradaki köylerde şehirlerdeki gibi marketler yok. Bu nedenle bütün erzak yıllık alınırmış, çuvallarla. Şeker, un vb. İşte Hasan Amca ile tanışmamız da bu vesileyle olmuştu.

Babam; “hadi oğlum gel senle meyve alalım” dedi. Ben de pazara gideceğizzannettim. Ama beni elma ağaçları ile dolu bir bahçeye götürdü. “Seç” dedi. Orada şunu öğrendim. Tıpkı şeker, un gibi meyve de burada toplu alınıyormuş. Bahçeden bir ağaç seçilip, satın alınıyormuş. Ve üzerindeki bütün meyveler toplanıp kasa ile alıcıya veriliyormuş. Bir yaşıma daha girmiştim. Bu köy adetleri ne tuhaftı. Hiç İstanbul’daki alışveriş tarzına benzemiyordu. Orada haftalık, bazen de günlük alışveriş yapılırdı. Taze yiyebilmek adına.

Bahçe sahibi Hasan Amca sözlerine devam etti. “Evladım, uzaktan baktığın zaman çoğu meyve ağacı birbirine benzer. Aynı çoğu insan, çoğu ilişki, çoğu ticaret gibi… Ama detayda baktığın zaman hepsinin birbirinden farklı olduğunu göreceksin. Makrodan mikroya indikçe hiçbir şeyin birbirine benzemediğini göreceksin. Peki, bu nasıl oluyor diyebilirsin?

Ahmetciğim, bak evladım. Bu meyve ağaçlarına uzaktan baktığın zaman aynı gözükebilir.Ancak detaya indiğin zaman hiçbir ağacın hiçbir ağaca benzemediğini görürsün. Gövde yapıları, dal şekilleri, yaprak boyutları Özellikle aynı gözükmesine rağmen meyvelerinin tatları bile farklıdır. Aynı ağacın meyveleri arasında bile çok farklar vardır. Boyut farkı, tat farkı, lezzet farkı, renk farkı... Elmayı ısırdığında tat olarak elma olduğunu anlarsın. Ama iki elmanın tatlarında ve renklerinde detaylı irdelediğinde farklılıklar olduğunu göreceksin. Aynı ağaçtan koparılmış iki elmada bile…

Farklılıklarımız zenginliğimizdir.

    Yediğimiz elmaların hepsi tek şekilde olsaydı nasıl olurdu acaba? Tek renk, tek tat olsaydı? Elma yerken çok keyif almazdık değil mi? Ki sadece hayatımızda elma yok. Elmanın kendi içerisinde birçok çeşidi var. Onun haricinde sayamayacağımız kadar da meyve çeşidi var. Bu çeşitlilik bizim zenginliğimiz oluyor aslında.

Hani ilkokulda çocuklar bahçede oynarkenki görüntüyü düşün. Uzaktan bakıyorsun,hepsi masmavi önlüklerle cıvıl cıvıl bahçede koşuşuyorlar, oynuyorlar. Uzaktan bakınca hepsi birbirine ne kadar da benziyorlar. Ama yaklaştıkça birbirleri ile hiç alakası olmadığını görüyorsun. Teneffüste baktığımızda kimi çok hızlı hareket ediyor. Kimi çok konuşkan, kimi de nıftan dışarı adımına atmıyor. Detaya indikçe binlerce farklılıklar bulabiliyoruz çocuklarda. Hem soyut hem somut farklılıklar.

Ticarette baktığımız zaman da bu böyledir. Dışarıdan baktığımız zaman ticaret deyip geçiyoruz. Ama ticaretin de birçok çeşidi vardır. Gıda ticareti ayrı, demir ticareti ayrı, mobilya ticareti ayrı. Baktığınız zaman hepsi ticaret gibi gözükse de birbirinden çok farklı sektörler.

İnsanların ilişkilerine baktığınız zaman da bu böyledir. Bazı arkadaşların çok sert mizaçlı, bazı arkadaşların çok dost canlısı olabiliyor… Bazı arkadaşların çok eğlenceli iken bazı arkadaşların da çok sakin… Bu çeşitlilikler bizi zenginleştiriyor aslında. Tıpkı bir ağacın elmaları gibi. Birbirine çok benzemelerine rağmen çokta farklılar.

İşte Ahmet evladım Biz de hep bize benzer insanlarla iletişim kurmak isteriz. Ama bu bizi ne kadar geliştirir? Veya ne kadar sıkıcı olur öyle değil mi? Düşünsene! Bütün dünya senin aynın gibi. Hiç yaşanılası bir yer olmaz, öyle değil mi? Bazı insanlar yo herkes benim gibi olsa dünya çok güzel yer olur der. En sevdiği kıyafeti iki gün üst üste giyemez. Hemen sıkılır. İnsanlar aynı tip insanlarla iletişimde olmak ister. Fakat bu, insanı geliştirip kendine karakter katmasını engeller.

    Bizim etrafımızdaki farklı insanlar bizim egomuzun zıddına olur genelde. Bizim burnumuzundibine zıt karakterli insanları koyarlar. Annemiz, babamız, eşimiz, komşumuz, en yakın arkadaşımız, çocuğumuz vb... Bize ne kadar da zıt olurlar bazen. İşte en yakınlarımızın bizden bu kadar farklı olmasının bir sebebi var.  Daha iyi iletişim kurma kabiliyetimizi arttırmak ve gelişmemizi sağlamak için…

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; farklılıklar bizi zenginleştirir. 

Yorum Gönder

Yapılan yorumlar onaylandıktan sonra gözükmektedir.

Daha yeni Daha eski